Eğitim İş Bursa Şubesi

CUMHURİYETİMİZ KUTLU OLSUN

Sendika Haberleri

CUMHURİYETİMİZ KUTLU OLSUN

AYDINLANMANIN SÖNMEZ IŞIĞI CUMHURİYETİMİZ 101 YAŞINDA! 

Cumhuriyetimizin ilanının 101. yıldönümünü, aydınlanma ve çağdaşlaşma ülküsüne olan inancımız ve Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e duyduğumuz derin saygıyla kutluyoruz. 
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün önderliğinde, ulusumuzun bağımsızlık aşkıyla başlattığı mücadeleyle kurulmuş ve halk egemenliğine dayanan bir yönetim anlayışıyla yükselmiştir. Egemenlik, kayıtsız koşulsuz milletimize verilmiş, laiklik ve demokrasi gibi Cumhuriyetin temel değerleri benimsenmiştir.
Cumhuriyet, bilgisizliğe, bağnazlığa, yobazlığa, yoksulluğa, çaresizliğe karşı verilen savaşın adıdır. Atatürk’ün deyişiyle, "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir."
Tüm bu aydınlık saçan özellikleri nedeniyle Cumhuriyetimiz, bir asra ulaştığı şu günlerde saldırı altındadır.
Bugün Cumhuriyeti yöneten anlayış, demokrasiyi amaç değil, araç olarak görmekte ve kendi siyasal anlayışını gerçekleştirmek için çalışmaktadır. Anayasanın ilk dört maddesine yönelik açıklamalarla başlayan ve terörist başının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne davet edilmesiyle devam eden söylemler, Cumhuriyetimizin temel ilkelerinin tartışmaya açılmasına neden olmakta, toplumdaki kutuplaşmayı körüklemektedir. Bu yaklaşımlar, Cumhuriyetin eşitlikçi ve birleştirici ilkeleriyle bağdaşmamakta, toplumsal barışımıza zarar vermektedir.
Atatürk, "Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır" sözüyle izlenmesi gereken yolu bizlere göstermiş olsa da bugün başta Öğretim Birliği ilkesi olmak üzere devrim yasaları çiğnenmekte; Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmekte; Cumhuriyet'e, kurucularına, değerlerine hakaret edenler, cezasızlık politikalarıyla dolaylı olarak teşvik edilmekte; kadın-erkek eşitliği anlamına gelen Cumhuriyetimizde kadınlarımız gericiliğin tehdidiyle yüz yüze kalmaktadır. Son 22 yılda uygulanmak istenen eğitim sistemi ile dindar, muhafazakâr, biat kültürünü benimseyen, eleştirel düşünceye kapalı itaatkar nesil yetiştirilmek istenmektedir.
Ülkemizin dört bir yanında eğitim, kültür ve sosyal alanda Cumhuriyet karşıtı unsurların cesaret bulduğu bir ortam yaratılmaktadır. Bu karanlık niyetler, Cumhuriyet’in ve kurucularının bizlere bıraktığı akıl ve bilim ışığında yürümemiz gereken yoldan sapmamızı hedeflemektedir. Atatürk’ün dediği gibi, “En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır,” ve bizler, Cumhuriyet’in çağdaş uygarlık hedefine inanan eğitim emekçileri olarak bu yoldan ayrılmayacağız.
Eğitim-İş olarak, Cumhuriyet’in kurucu değerlerini yaşatmak ve çocuklarımızı laik, bilimsel, çağdaş eğitim anlayışıyla yetiştirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Cumhuriyetimizin 101. yılında coşkuyla kutlanması gereken bu değerlerin, siyasal iktidarın ve çeşitli çevrelerin gölgelemeye çalıştığı dönemde dahi kararlılıkla arkasında duruyoruz. Tüm ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.
İlelebet Cumhuriyet!

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

Çocukların Geleceği Siyasi Hesaplara Kurban Edilemez

ÇOCUKLARIN GELECEĞİ SİYASİ HESAPLARA KURBAN EDİLEMEZ

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın belediyeler tarafından açılan kreşlerin, okul öncesi (anasınıfı-ana okulu) programı uyguladığı bahanesiyle kapatılmasını ve yenilerinin açılmamasını talep eden kararı, dar gelirli ailelerin çocuklarına bir darbe daha vurmuştur. Bu karar, hem sosyal devlet ilkesine hem de çocukların eğitim hakkına açıkça aykırıdır. Eğitim-İş olarak bu duruma karşı olduğumuzu ve çocuklarımızın geleceğini korumak adına mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.
Millî Eğitim Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’nin daha önce iptal ettiği Belediye Kanunu’ndaki hükümleri gerekçe göstererek, belediye kreşlerini kapatma yönünde adımlar atmaktadır. Ancak, belediyelerin açtığı kreşler ve bu kreşlerde uygulanan programlar, hukuka aykırı değildir. Bu kreşlerin asli işlevi, çocukların bakımını sağlamak ve onların sağlıklı bir şekilde yetişmesine yardımcı olmaktır. 
Kreşlerin Kapısına Kilit Vurulamaz 
Kreşlerin anaokulu programı uygulaması hiçbir şekilde hukuka aykırı değildir. Çünkü belediyelerin kreşlerinde verilen belgeler ilkokula kayıtta geçerliliği yoktur. Bu hizmetin engellenmesi, çocuklarımızı eğitim hakkından mahrum bırakmanın yanı sıra dar gelirli ailelere ekonomik bir yük getirecektir. Özel kreşlerin ve anaokullarının yüksek maliyetleri, bu ailelerin bütçesini zorlamakta, belediyelerin sunduğu düşük maliyetli ve nitelikli hizmetler ise bu boşluğu doldurmaktadır.
Okul öncesi eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı'nın asli görevleri arasında yer almaktadır ve zorunlu eğitim kapsamına alınmalıdır. Devletin bu sorumluluğu yeterince yerine getirmediği bir ortamda, belediyelerin kreş ve bakım evleri açarak bu boşluğu doldurması, sosyal devlet anlayışının bir gereğidir.
Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve tüm çocuklar için erişilebilir kılmakla yükümlüyken, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 4-6 yaş için Kuran kurslarının açılmasına ve bu kursların bakanlığın gözetim ve denetiminden çıkarılmış olmasına göz yumması dikkat çekicidir. Bu durum siyasi iktidarın ve MEB’in asıl zihniyetini ortaya koymaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve tüm çocuklar için erişilebilir kılmakla yükümlüyken, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açılan 4-6 yaş Kuran kurslarına izin verilmesi dikkat çekicidir. Okuma yazma bilmeyen çocuklar için dini içerikli kurslar açılmasına izin verilirken, belediyelerin eğitim ve sosyal hizmet kapsamındaki kreşlerinin engellenmesi büyük bir çelişki oluşturmaktadır. Aynı zamanda dernek ve vakıf görünümlü tarikat ve cemaatlerin sözde eğitim kurumlarına doğru düzgün denetim yapmayanlar, belediyelerin kreşlerini kapatarak dar gelirli aileleri, ya tarikat ve cemaatlerin kurumlarına ya da yüksek ücretli özel kurumlara mecbur bırakmak istemektedir. 
İktidar hala Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu döneminde kademeli biçimde önce 32 ilde başlanan 2010 yılında 32 ile 25 ilin eklenmesiyle devam ettirilmek istenen 5-7 yaş arası anaokulu eğitiminin zorunlu eğitim kapsamına alınmasının durdurulmasının nedenini kamuoyuna açıklamış değildir. Eğer Bakan Nimet Çubukçu döneminde başlanan 5-7 yaş arası çocukların eğitimini zorunlu eğitim içine alınmaya devam edilseydi, bugün bu tartışma olmayacaktı.
Kadınlar ve Çocuklar Hedef Alınıyor
Kreş hakkı, uzun mücadelelerle kazanılmış ve çocukların sağlıklı toplumsal ve psikolojik gelişimi için kamusal olarak yürütmesi gereken bir hizmettir. Belediyelerin kreş hizmetleri, sadece çocuklara bu hizmeti sunmakla kalmaz, aynı zamanda kadınların sosyal hayata katılımına ve iş yaşamında yer almasına da büyük katkı sağlar. Kreşlerin kapatılması, kadınları yeniden eve hapsetmek ve toplumsal hayattan uzaklaştırmak isteyen bir zihniyetin yansımasıdır. 
Siyasi Hesaplarla Alınmış Bir Karar
Bu kararın yalnızca eğitim hakkına değil, aynı zamanda halkın iradesine yönelik bir saldırı olduğu açıktır. Yerel seçimlerle göreve gelen belediyelerin dar gelirli yurttaşlara sunduğu sosyal hizmetlerin engellenmesi, merkezi yönetimin siyasi rövanşist yaklaşımını gözler önüne sermektedir. Seçim dönemlerinde “Her mahalleye kreş açacağız” vaadinde bulunanların, bugün belediye kreşlerini kapatmaya çalışması, halkın ihtiyaçlarını değil siyasi çıkarları öncelediklerinin kanıtıdır.
Çocukların Geleceğine Yatırım Yapılmalı
Çocuklarımızın eğitimi, siyasi hesaplara kurban edilemeyecek kadar değerlidir. Eğitim-İş olarak, bu kararın geri çekilmesi ve çocukların geleceğine yatırım yapılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Sosyal devlet anlayışına uygun olan, yerel yönetimler eliyle sunulan eğitim hizmetlerini artırmak ve güçlendirmektir. Eğitim, bir ayrıcalık değil, temel bir haktır.
Hiçbir çocuk siyasi hesapların bedelini ödememelidir. Eğitim-İş olarak bu duruma karşı olduğumuzu ve çocuklarımızın geleceğini korumak adına mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

DEVAMI

Öğretmenler günü mesajı

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NDE ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİN EL ÜSTÜNDE TUTTUKLARI BİR SENDİKA OLMA YOLUNDA YÜRÜMEYE DEVAM EDİYORUZ! 
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e "Başöğretmen" unvanının verilişinin yıl dönümü olan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz. Bu anlamlı gün, öğretmenlik mesleğinin toplumsal değerinin vurgulandığı ve Cumhuriyetimizin eğitim vizyonunun altının çizildiği özel bir gündür. Ancak bu gurur gününde, ne yazık ki derin bir burukluk yaşıyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk, öğretmenlik mesleğine her zaman özel bir değer vermiş ve öğretmenleri “Cumhuriyetin fedakâr neferleri” olarak tanımlamıştır. O, bir ulusun kaderinin öğretmenlerin elinde şekilleneceğine inanmış ve öğretmenlere seslenirken şu ölümsüz sözleri söylemiştir:
"Öğretmenler; yeni nesil sizin eseriniz olacaktır."
Atatürk, öğretmenlerin yalnızca bilgi aktaran bireyler değil, Cumhuriyetin temellerini güçlendirecek, çağdaş bir toplum inşa edecek rehberler olduğunu vurgulamıştır. Ancak bugün, öğretmenlik mesleği, Cumhuriyet tarihimizde hiç olmadığı kadar değersizleştirilmeye, itibarsızlaştırılmaya ve baskı altına alınmaya çalışılmaktadır
Üstelik liyakatsizce atanmış yandaş yöneticilerin keyfi uygulamalarıyla mobbing ve baskılara maruz kalmakta, haklarını aradıklarında ise soruşturma ve sürgünlerle tehdit edilmektedir.
Laiklikten uzaklaşan müfredat ve eğitimin bilimsellikten koparılması, yalnızca öğrencilerimizin değil ülkemizin geleceğini de karartmaktadır. Eğitim sisteminde gerici ve siyasi baskılar, öğretmenlerin toplumdaki itibarını ve eğitimin niteliğini zedelemektedir. Ancak öğretmenler, tüm bu zorluklara rağmen laik, bilimsel, adil ve nitelikli bir eğitim için mücadeleyi sürdürmektedir.
Eğitim-İş olarak, mesleğimizin onurunu ve eğitim emekçilerinin haklarını savunmaya kararlıyız. 
Her şeyden önce, meslek onurumuzu geri istiyoruz!
Öğretmenler yalnızca bilgi aktaran bireyler değil, geleceği şekillendiren, toplumun aydınlık yarınlarını inşa eden rehberlerdir. Bu bilinçle, haklarımız ve mesleğimizin onuru için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Eğitim İş bizim yuvamız. Biz sadece üyelerimizin değil bütün eğitim çalışanlarının umudu olmaya devam edeceğiz. Bizler eli öpülesi öğretmenlerin el üstünde tuttukları bir sendika olma iddiasındayız. Bunu gerçekleştirmek için başka yapılara benzemeden, değerlerinden ödün vermeden hareket etmeliyiz. Kaynaklarını üyelerinin hukuk mücadelesine, sosyal, kültürel, sanatsal, sportif ve dayanışma içeren faaliyetlerine ayıran bir sendika olmalıyız. Eğitim çalışanlarına yabancılaşmış sadece 24 Kasımlarda hediyelerle üyelerini oyalayan promosyon sendikacılığını doğru bulmuyoruz. 
Tüm eğitim emekçilerinin Öğretmenler Günü'nü kutluyor, bugünü gerçek bir bayrama dönüştürmek için tüm meslektaşlarımızı dayanışmaya ve mücadeleye çağırıyoruz.

Engin YURDAKUL
Eğitimiş Bursa Şube Başkanı

DEVAMI

Başkanımız

baskan
Engin YURDAKUL
Şube Başkanı- 0535 455 25 51

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • Sağlıklı Yaşam İstiyoruz Kokart
  • KURU EKMEK VE BORDRO YAKMA EYLEMİ
  • EĞİTİM-İŞ SENDİKASI BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK HATIRA ORMANI FİDAN DİKİMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK
  • 1 MAYIS’TA  ALANLARDAYDIK

Videolar

  • Nazım Hikmet Anma Programı
  • Öğretmenler Aşısız Okullar Öğretmensiz Kaldı
  • Aşılama yapmadan, önlem almadan okulları açmak sürdürülebileceği anlamına gelmez.
  • 3 MART DEVRİM YASALARI