Eğitim İş Bursa Şubesi

EMEĞİMİZE, ALIN TERİMİZE, MESLEK ONURUMUZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN 29 ARALIK’TA GREVDEYİZ!

Sendika Haberleri

EMEĞİMİZE, ALIN TERİMİZE, MESLEK ONURUMUZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN 29 ARALIK’TA GREVDEYİZ!

Kuruluşundan itibaren “kimsesizlerin kimsesi” olarak adlandırılan Cumhuriyetimiz, siyasi iktidarın bağımsızlık, laiklik ve sosyal devlet ilkelerine ters düşen politikaları sonucunda emperyalist odaklara bağımlı hale getirilerek hızla yoksullaştırılmıştır.

Küreselleşme politikaları adı altında yeraltı ve yerüstü kaynaklarımıza el konulması sonucunda yaşanan ekonomik krizler, adeta ülkemizin kaderi haline getirilmiştir.

Ülkemizin yaşadığı derin ekonomik krizler sonucunda ortaya çıkan aşırı zamlar, pahalılık, döviz kurlarındaki artış, yoksulluk emekçilerin artık tükenmesine neden olmuştur.

Geldiğimiz noktada küçük bir ayrıcalıklı kesim dışında herkes mutsuz. Dolara endeksli devlet ödemesi garantili ihale alanlar, kamu bankalarından milyonlarca lira kredi kullanıp ödemeyince hesap sorulmayanlar, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve spekülasyonlar sayesinde vatandaşın ekmeğine çökenler mutlu. Birileri bir gecede servetine servet katıyor, olan emeğiyle geçinmeye çalışan milyonlara oluyor. Milyonlarca emekçi her ay kirayı, artan faturaları nasıl ödeyeceğini, çocuklarının karnını nasıl doyuracağını düşünüyor.

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in Kasım ayı araştırması, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 13 bin 97 lira olduğunu ortaya koyarken, asgari ücrete yapılan zam, daha emekçinin eline geçmeden eridi.

Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar da yıl bitmeden çoktan eridi. Enflasyon ve artan vergi dilimi ile mevcut maaşlarımız yok olmuştur. Son bir yılda tüketilmesi kaçınılmaz olan temel gıda ürünlerine yüzde 50'nin üzerinde zam gelmişken, biz kamu emekçilerine yapılan zam, TÜİK'in yalancı enflasyon oranına bile yaklaşamamıştır. Zamlarla, krizle, yoksullukla tükeniyor milyonlar.

Biz eğitim emekçileri de tükenişten payımızı alıyoruz. Zaten yoksulluk sınırının altında olan maaşımız enflasyon karşısında sürekli eriyor.

Bir yandan eğitim emekçileri ekonomik olarak tükenmekte iken diğer taraftan içi boş süslü sözlerle yalnızca öğretmenleri kariyer basamaklarına ayırmaktan ibaret olan Öğretmenlik Meslek Kanunu gündemi ile kamuoyu oyalanmakta, var olan özlük haklarımızın da elimizden alınması için alt yapı oluşturulmaktadır.

Tüm eğitim emekçilerine sesleniyoruz;

Ülkede yaşanan yoksulluk ve sömürüden payımıza düşeni fazlasıyla alıyoruz. Eğitim sisteminin üzerine çöken gerici ve piyasacı karanlığa karşı çocuklarımıza nitelikli eğitim vermeye çalışıyoruz. Kamusal ve laik eğitim mücadelesi verirken baskılarla, soruşturmalarla karşılaşıyoruz. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, cumhuriyetimizin kazanımlarını korumaya çalışan eğitimciler olarak ülkemizin geleceği için endişe duyuyoruz. Biliyoruz ki, eğitimciye mutsuzluk, umutsuzluk, atalet yakışmaz. Tarihimiz öğretmenlerin şanlı mücadeleleriyle dolu. Fakir Baykurt’un dediği gibi, ‘Öğretmen ders verir’ Bugün de ülkemizi karanlığa boğanlara, halkımızı yoksullaştıranlara dersini vereceğiz. Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza ekmeğimize el koyulmasına alet olan TÜİK’i yıllık enflasyon oranı açıklandığı gün dava edeceğiz.  

Bu yoksulluk, bu sömürü artık yeter! Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz.  Gelin gücümüzü kullanalım, tüm yaşananlara karşı birlikte ses çıkaralım.

Ulusal, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine, emeğimize, geleceğimize ve bağımsızlığımıza sahip çıkmak için 29 Aralık Çarşamba günü tüm eğitim emekçilerini 1 günlük iş bırakmaya çağırıyoruz.

İş yerlerimize gitmiyoruz, alanlarda buluşuyoruz!

 

YAŞASIN İŞ, EKMEK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ!

 

Çağrı Metni İçin Tıklayınız

MYK Kararı İçin Tıklayınız

Üyelerimiz İçin Dilekçe Örneği Tıklayınız

Eğitim-İş Üyesi Olmayanlar İçin Dilekçe Örneği Tıklayınız

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF EDİLEMEZ

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerine ve Anayasamızın değiştirilemeyen maddelerine yönelik saldırılar asla kabul edilemez. Numan Kurtuluş'un Anayasanın 3.maddesinde yer alan "Devletin ülkesi ve milletiyle  bölünmez bütünlüğü " ifadesinin değiştirilmesi gerektiğine dair açıklamalarına karşı Eğitim-İş olarak Numan Kurtulmuş hakkında 15 Ekim 2024 Salı günü saat 14:30'da Bursa Adliye binası önünde basın açıklaması yaparak suç duyurusunda bulunacağız.

DEVAMI

CUMHURİYET ÖĞRETMENİNE KIYAFETLE BASKI KURULAMAZ

CUMHURİYET ÖĞRETMENİNE KIYAFETLE BASKI KURULAMAZ! 

Milli Eğitim Bakanlığı'nın, yalnızca kadın öğretmenlere yönelik olarak "Etkili Öğretmenlik için Dış Görünüm ve Giyim Kodları" adı altında bir ders başlatması, Cumhuriyet değerleriyle tamamen çelişen, ayrımcı ve kabul edilemez bir uygulamadır; toplumsal cinsiyet eşitliğine vurulmuş bir darbedir.

Bu girişimin arkasındaki asıl amacın, kadın öğretmenleri kıyafetleriyle şekillendirip onları belirli bir ideolojiye uydurmaya çalışmak olduğu çok açıktır. Okullara soktukları vakıf maskesi takmış tarikat ve cemaatler aracılığıyla eğitimin bilimsel, laik ve çağdaş yapısını zayıflatmak istiyorlar. 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve geldiğinden bu yana attığı adımlar, bu ideolojik dönüşüm planlarının birer parçasıdır. Tekin’in ilk icraatlarından biri, “mesleki temsil ve öğrencilere rol model olunması” gerekçesiyle öğretmenlere beyaz önlük giydirme dayatması olmuştur. Şimdi de kadın öğretmenlerin dış görünüşleri üzerinden baskı kurulmak istenmekte, mesleki yetkinlikleri yerine kıyafetleri denetlenmeye çalışılmaktadır.

Cumhuriyet öğretmeni yalnızca bilgi, tecrübe ve bilimsellikle değerlendirilmelidir.
Cumhuriyet öğretmenine kıyafet dayatmak, mesleğini icra ediş biçimine karışmak, hiç kimsenin haddine değildir!

Kadın öğretmenlerin fişlenmesine de göz yummayacağız!
Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere, İstanbul'un birçok ilçesinde kadın öğretmenlere dayatılan formlar üzerinden kıdem, görev yeri ve branş gibi bilgilerin toplanması ise öğretmenlerimizi fişleme girişimidir. Bu formlar aracılığıyla öğretmenlerin kişisel ve mesleki bilgilerinin gereksiz şekilde toplanması, ciddi bir hak ihlali anlamına gelmekte ve öğretmenlerimiz üzerinde baskı kurulmaya çalışılmaktadır. 

Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkan, eğitimde liyakati ve bilimsel niteliği esas alan öğretmenler olarak, bu tür baskılara boyun eğmeyeceğiz. Kadın öğretmenlerimizin mesleki yetkinlikleri kıyafetle değil, bilgi ve deneyimle ölçülmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı bu tür gerici adımlardan derhal vazgeçmelidir!
Eğitim-İş olarak, bu uygulamanın derhal durdurulması için tüm hukuki ve demokratik haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

DEVAMI

Başkanımız

baskan
Engin YURDAKUL
Şube Başkanı- 0535 455 25 51

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • Sağlıklı Yaşam İstiyoruz Kokart
  • KURU EKMEK VE BORDRO YAKMA EYLEMİ
  • EĞİTİM-İŞ SENDİKASI BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK HATIRA ORMANI FİDAN DİKİMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK
  • 1 MAYIS’TA  ALANLARDAYDIK

Videolar

  • Nazım Hikmet Anma Programı
  • Öğretmenler Aşısız Okullar Öğretmensiz Kaldı
  • Aşılama yapmadan, önlem almadan okulları açmak sürdürülebileceği anlamına gelmez.
  • 3 MART DEVRİM YASALARI