Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin seçim beyannamesi toplantısında, “Polis, öğretmen, hemşire, din görevlisi ve diğer idarecilerimizin emeklilik ek göstergelerini 3600´e çıkaracağız. Buradaki adaletsizliği bu vesileyle inşallah gidermiş oluyoruz” dedi.
16 yıldır iktidarda değilmiş gibi adaletsizliği gidermekten bahsedenler, 16 yıldır bizi adaletsizliğe mahkum ettiklerini kabul etmişlerdir. Biz bu adaletsizliği dillendirdiğimizde adeta bize karşı duranlar adaleti ancak hatırlamışlardır.
Eğitim-İş olarak, Ek Gösterge Cetvelinin “Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı” bölümünün gözden geçirilerek yeniden düzenlenmesi ve eğitim çalışanlarının ek göstergesinin 3600’e çıkarılması talebiyle Türkiye genelinde imza kampanyası başlatmış ve topladığımız yüz bin imzalı dilekçeyi TBMM’ye sunmuştuk.
3600 ek gösterge için başlattığımız imza kampanyasının basında ve kamuoyunda yer almasının hemen ardından, yandaş sendika iktidarla işbirliği yaparcasına “devlet kaynakları bu talebi karşılayamaz” açıklamasını yapmıştır.
O dönem bu haklı talebimizi görmezden gelenlerin bugün seçim vaadi olarak bu talebi dillendirmesinin ardından sözkonusu yandaş sendika, “3600 ek gösterge talebimiz kabul gördü” diyebilmektedir.
Öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları, Cumhuriyet döneminden bugüne geçtiğimiz yıllar içinde sürekli gerilemiştir. Özellikle AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler öğretmenlerin yaşadığı sorunları daha da derinleştirmiştir.
Türkiye’de öğretmenler 180 iş günü çalışmakta ve ortalama 1850 saat derse girmektedir. Avrupa ülkelerinde 240 iş gününde ortalama 1650 saat derse girilmekte ve Türkiye’deki öğretmenlerin 4 katı maaş almaktadır. Yurt dışındaki meslektaşlarına göre daha az zamanda daha çok çalışan öğretmenlerimizin emeğinin karşılığını aldığını belirtmek mümkün değildir.
On binlerce eğitim emekçisi emekli maaşının düşük olması nedeniyle zorunlu giderlerini bile karşılayamama kaygısı ile emekli olamamaktadır.
Eğitim çalışanlarının ekonomik durumlarındaki yetersizliğin kısmen de olsa ortadan kaldırılması için devlet memurlarının hizmet sınıfları, görev türleri ve aylık aldıkları dereceler itibariyle belirlenmiş olan ek gösterge rakamlarının yeniden düzenlenmesine ve bunun 24 Haziran seçiminden sonra değil derhal yapılmasına gereksinim vardır.
Siyasi iktidarın muhalefetten aşırırcasına dillendirdiği 3600 ek gösterge seçim döneminde bize sunulacak bir lütuf değil, hakkımızdır ve hakkımız derhal bir KHK ile verilmelidir. Hükümetin elinde bu yetki vardır.
Bu yapılırken diğer kamu çalışanlarının da ek göstergelerinin 600 puan arttırılmasını, ek gösterge mağdurlarının da sorunlarının çözülmesini talep ediyoruz.
Sadece bir laftan ibaret olan vaade karnımız toktur. İktidar elindeki yetkiyi kullanmak bir yana 3600 ek göstergeyi dillendirirken bile bir tarih vermemiştir. 5 yıl sonra seçim yaklaşınca akıllarına gelecek bir yaklaşımı kabul etmiyoruz. 16 yıldır bu adaletsizliğe dur demeyen anlayışı bekleyecek zamanımız da sabrımız da yoktur.
ŞUBE YÖNETİM KURULU
